Education Policies Underlying South Korea's Economic Success

Journal Plus Education, 2014, 10(1), 275-291

Abstract

Countries’ education level is the most important driving force for economic development. Scientific researchs demonstrate that there is significant relationship between education level and development elements which are economic growth, political and social developments. South Korea was on the border of starvation after the second world war although today it is among the world's most advanced economies. It is known that education policy and stable policies in this field have important role South Korea's phenomenal success in area of development. The purpose of this study, is to examine South Korea's educational policies underlying economic success. In this respect, the findings obtained from the literature are evaluated and fundamental constituents of education in South Korea are described in eight different titles. The eight fundamental constituents are as follows: (1) higher allocation of general budget for education, (2) importance of teacher training, (3) quality approach in higher education, (4) large targets in field of science and technology, (5) importance of English training, (6) using effectine information technologies in education, (7) gifted education, (8) high teacher salaries.

Makalenin İngilizce (orijinal) halini okumak için tıklayınız

Makalenin Türkçe halini okumak için tıklayınız

Examining the Methods and Strategies which Classroom Teachers Use in the Education of Gifted Students

The Online Journal of New Horizons of Education, 2015, 5(3), 73-82

Abstract

Teachers are the leading people who are the most responsible for students’ education. The method and strategies that the teacher chooses influence the student’s academic, cognitive and affective development directly. In each class, there are students whose cognitive qualities are different from each other. Gifted students differentiate from their peers in relation to their learning speed and perception capacity in terms of their potential when compared with their peers. The teacher plays a critical role in the development of inborn competent of these students having such qualities. The aim of this study is to examine the methods and strategies which classroom teachers know and use in the education of gifted students.
The research population is composed of classroom teachers working in formal educational institutions within the borders of Tekirdağ. Taken into consideration attainability, 177 teachers from 72 schools out of the research population were included in the study with the method of random sampling. In the research, interpretive sequential design was used as a model. The study was implemented in two phases. In the first phase, data were collected from teachers participating in the research on the methods they know and use in educating gifted students through a form made up by the researchers. In the second phase, interviews were implemented with 17 of the willing teachers participating in the first phase of the study in order to determine the method/strategies they use in educating gifted students and the problems they encounter while using the method/strategies. As a device of data collection, semi-structured interview forms developed by the researchers were used.
As a result of the research, it was discovered that the strategy which is the most known and used is “resorting to the supplementary reading sources”. The problems they encounter while using the method/ strategies they know are crowded classes, too much workload, economical limitations in attaining materials and equipment, lack of knowledge and insufficiency of in-service education.

Makalenin İngilizce (orijinal) halini okumak için tıklayınız

Makalenin Türkçe halini okumak için tıklayınız

Singapur Eğitim Sisteminin Başarısına Etki Eden Faktörlerin İncelenmesi

Eğitim Bilimleri Dergisi, 2014, 39, 121-143

Özet

Singapur, son yıllarda yapılan PISA, TIMMS ve PIRLS gibi uluslararası öğrenci değerlendirme sınavlarında elde ettiği başarılarla dikkatleri üzerine çeken bir ülkedir. Ülkelerin eğitim alanındaki politika ve uygulamalarının sonuçları hakkında bilgi veren uluslararası sınavlarda Singapur’un başarısı, bu ülkenin eğitim sistemine yönelik tüm dünyada merak uyandırmıştır. Özellikle Türkiye gibi eğitim sistemini iyileştirmek için reform girişimlerinde bulunan ancak uluslararası değerlendirme çalışmalarında istenilen başarıyı yakalayamayan pek çok ülke için Singapur eğitim sisteminin öne çıkan özelliklerinin ortaya çıkarılması önem taşımaktadır. Bu çalışmanın amacı, Singapur’un eğitimde yakaladığı başarının altında yatan faktörleri incelemektir. Bu doğrultuda yapılan literatür taraması sonucunda elde edilen ilgiler değerlendirilmiş ve eğitim alanında öne çıkan faktörler altı başlık halinde açıklanmıştır. Bu altı temel faktör şu şekildedir: (1)istikrarlı ve tutarlı eğitim politikaları, (2) seçkin öğretmenler, (3) kaliteli okul liderleri, (4) bilgi ve iletişim teknolojilerinin etkin kullanımı, (5) eğitimde fırsat eşitliği konusundaki kararlılık, (6) matematik, fen bilimleri öğretimine ve teknik becerilere verilen önem. Ayrıca Singapur’un başarısının bu başlıklar halinde ele alınmasının, ülkemizde isabetli eğitim politikalarının geliştirilip uygulanmasında önemli çıkarımların elde edilmesine katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

Makalenin devamını okumak için tıklayınız

Okul Yönetiminde Şeffaflığın Farklı Kariyer Evrelerinde Bulunan Öğretmenler Üzerindeki Etkisinin İncelenmesi

Eğitim Bilimleri Dergisi, 2014, 40, 89-106

Özet

Yönetimde şeffaflığın örgüt içinde benimsenmesi, çalışanların haklarının korunması açısından önemli bir gerekliliktir. Bir örgütte şeffaflık, etkili iletişimi ve güven ortamını beraberinde getirmektedir. Özellikle eğitim örgütlerinde, öğretmenleri ilgilendiren bilgiler yöneticiler tarafından şeffaflık çerçevesinde paylaşılmadığında, kurum içinde güvensizlik hissi oluşmaktadır. Bu durum öğretmenlerin iş doyumunu ve motivasyonunu düşürdüğü gibi onların profesyonel gelişimini de olumsuz etkilemektedir. Bu araştırmanın amacı, okul yönetiminde şeffaflığın farklı kariyer evrelerinde bulunan öğretmenler
üzerindeki etkisini incelemektir. Araştırmada nitel araştırma desenlerinden olgubilim deseni ve veri toplama aracı olarak görüşme tekniği kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu, 2012-2013 eğitim-öğretim yılında, devlet okulunda farklı branşlarda görev yapan kadrolu öğretmenler oluşturmuştur. Okul yönetiminde şeffaflık üzerine öğretmenlerle yapılan yarı yapılandırılmış görüşmeler sonucu elde edilen veriler içerik analizine tabi tutulmuş ve öğretmen görüşlerinin benzerliğine göre gruplamalar yapılmıştır. Bu gruplamalar; profesyonel gelişim fırsatları açısından şeffaflık, iletişime etki eden unsurlar açısından şeffaflık ve güven sağlayıcı unsurlar açısından şeffaflık olmak üzere üç ana tema halinde ele alınmıştır. Bu temalara bağlı olarak alt temalar kodlanmıştır. Elde edilen bulgulara göre okul yönetiminde şeffaflığın; öğretmenlerin profesyonel gelişimine katkı sağladığı gibi mentorluk faaliyetlerinin sağlıklı işleyişi, etkili iletişim ve sürdürülebilir güven ortamının oluşturulması açılarından da olumlu yansımaları olduğu söylenebilir.

Makalenin devamını okumak için tıklayınız

Uluslararası Öğrencilerin Eğitimine Yönelik Politikalar ve Türkiye İçin Öneriler

Eğitim Bilimleri Dergisi, 2013, 38, 97-117 

Özet

Küreselleşme olgusu birçok alanda değişim ve dönüşümün gerçekleşmesine aracılık etmiştir. Ekonomide, siyasal kurumlarda, sosyo-kültürel değerlerde, bilim ve teknolojide dinamik dönüşümlere neden olan küreselleşmenin eğitim alanındaki en belirgin etkilerinden biri uluslararası öğrenci hareketliliğinin artmasıdır. Uluslararası öğrenciler, gittikleri ülkelere hem ekonomik gelir hem de beşeri sermaye açısından katkılar sağlamaktadır. Bu bağlamda, gelişmiş ülkeler kendi ülkelerindeki uluslararası öğrencilerin oranını yükseltmek, gelişmekte olan ülkeler ise bu pazardan daha fazla pay almak için kıyasıya rekabet etmektedir. Eğitim için en fazla tercih edilen ülkelerin ekonomileri incelendiğinde, bu ülkelerin uluslararası öğrencilerden önemli gelirler elde ettikleri görülmektedir. Bu durum, uluslararası öğrencilerin eğitimi konusunun bir devlet politikası olarak ele alınması ve yürütülmesi gerektiğine işaret etmektedir. Bu çalışmada, uluslararası öğrencilerin eğitimine yönelik gelişmiş ülkelerin politikaları incelenerek Türkiye için öneriler sunulmuştur. Üniversite, iletişim ve tanıtım, yapısal değişikler ve yasal düzenlemeler olmak üzere dört farklı boyutta sıralanan önerilerin bu alandaki mevcut politikaların gözden geçirilmesi ve yeniden düzenlenmesi açısından faydalı olacağı düşünülmektedir.

Makalenin devamını okumak için tıklayınız

Üstün Yeteneklilerin Eğitiminde Türkiye İçin Öneriler

Üstün Yetenekli Eğitimi Araştırmaları Dergisi, 2013, 1(1), 31-44

Özet

Üstün yetenekli çocuklar,  özellikleri ve gereksinimleri yönünden yaşıtlarından belirgin olarak farklılık gösterirler. Bu özellikteki çocuklar kendi potansiyellerini geliştiren farklı eğitsel programlarla desteklenmeye ihtiyaç duyarlar. Ülkemizin mevcut yasa ve yönetmeliklerinde, üstün yetenekli çocuklara yönelik belirleyici olmayan ve işlevsellikten uzak, sınırlı sayıda madde bulunmaktadır. Bu noktada, üstün yetenekli çocuklara ve ailelerine devlet tarafından hangi hakların sunulması gerektiğinin bilinmesi önem arz etmektedir. Bu çalışmada, üstün yetenekli çocukların hakları temel kavramlar ve uluslararası sözleşmeler çerçevesinde incelenmiştir. Cumhuriyet döneminden günümüze üstün yetenekli bireyler, özel eğitim alanının en çok göz ardı edilen grubu olmuştur. Milli eğitim sistemimizde uygulanan müfredat programları, normal öğrencilerin öğrenme kapasiteleri dikkate alınarak hazırlandığı için üstün yeteneklilerin eğitsel ihtiyaçlarına yeterince cevap verememektedir. Bu bağlamda üstün yeteneklilere yönelik programlar ve kurumlar tasarlamak yanında mevcut ortamların bu öğrencilere uygun olabilecek bir çeşitliliğe kavuşturulması için stratejik önerilere ihtiyaç vardır. Bu çalışmada, üstün yeteneklilerin eğitiminde Türkiye için, bir taraftan gelişmiş ülkelerdeki örneklerle ve bilimsel bulgularla uyumlu olan diğer taraftan da ülkemizin sahip olduğu koşulları dikkate alan öneriler, örgün ve yaygın eğitim kapsamında, farklı iki uygulama alanı olarak sunulmaktadır. Örgün eğitim kapsamında sunulan önerilerin temelinde, “olağanüstü üstün yetenekli” ve “dahi seviyesinde üstün yetenekli” öğrenciler için Bilim Akademileri adı altında tam zamanlı ayrı bir okul düşüncesi vardır. Yaygın eğitim kapsamında ise diğer üstün yetenekli öğrenciler için Bilim ve Sanat Merkezleri (BİLSEM) projesinin geliştirilerek devam ettirilmesi önerilmektedir. Yaygın eğitimde BİLSEM’ler dışında önerilen diğer uygulamalar; üniversiteler ve yaz okulları, okul saatleri dışındaki programlar, bilim merkezleri, aile destek eğitimleri, informal yetişkin grupları ve uzaktan eğitimdir.

Makalenin devamını okumak için tıklayınız

Günlük Gazetelerde Üstün Yetenekli Çocuklara Yönelik Haberlerin İncelenmesi

Özet

Birinci Türkiye Çocuk ve Medya Kongresi Bildiriler Kitabı-1, 2013, Çocuk Vakfı Yayınları, No: 104

Her çocuğun doğuştan getirdiği özellikler birbirlerine benzerlik göstermektedir. Bununla birlikte üstün yetenekli çocukların bilişsel, sosyal-duygusal, psikomotor gelişim ve kişilik özellikleri açısından yaşıtlarından farklı yönleri olduğu birçok araştırmada ortaya konmuştur. Bilişsel kapasite olarak üst düzeyde dünyaya gelen üstün yetenekli çocuklar, normal yaşıtlarından farklı oldukları için medyada bu çocuklar ile ilgili haberlere sıklıkla rastlanmaktadır. Bu bağlamda üstün yetenekli çocuklar ve bu çocukların kapasitelerinin geliştirilmesinde sosyal paydaşlardan biri olan medyaya önemli sorumluklar düşmektedir. Bu çalışmanın amacı gazete haberleri aracılığıyla on iki ay zaman aralığında, Türkiye’de üstün yetenekli çocuklara yönelik haberlerin sayısını ve içeriklerini belirlemektir. Araştırma kapsamında, 2012 yılı itibariyle ülkemizde en çok okunan ve satışı en fazla olan ilk beş gazetenin haber kaynakları taranacaktır. Bu gazetelerde, 01 Ocak 2012 - 31 Aralık 2012 tarihleri arasında yer alan haberler içerik analizi yöntemiyle değerlendirilecektir. Bunun yanında belirlenen her bir haberde, üstün yetenekli çocuklar ve bu çocukların eğitimine yönelik faaliyet gösteren kurum, organizasyon ve kişilerin sayıları da tespit edilecektir. Bu çalışma ile, medyanın üstün yetenekli çocuklara yönelik farkındalık düzeyinin artırılmasına katkı sağlanabileceği düşünülmektedir.

Makalenin devamını okumak için tıklayınız

Elektromanyetik Alanın Dikkat Eksikliği / Hiperaktivite Bozukluğunun Etiyolojisi ve Seyri Üzerine Etkileri

Yeni Symposium Psikiyatri, Nöroloji ve Davranış Bilimleri Dergisi, 2011, 49(3), 165-172

Özet

Dikkat Eksikliği\Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), erken çocukluk döneminde başlayan ve temel belirtileri erişkin dönemde de devam eden gelişimsel bir nöropsikiyatrik bozukluktur. DEHB, sadece hastaları değil hem aileyi hem de okulu içeren geniş bir kitleyi etkilemesi bakımından tüm toplumu ilgilendiren bir konu olarak göze çarpmaktadır. Son yıllarda DEHB tanısı koyulmuş çocuk ve gençlerin sayısında belirgin bir artış görülmektedir. İlgili literatürde, DEHB’nin, etiyolojisi hakkında birçok farklı görüş bulunmakla birlikte bilimsel olarak kanıtlanmış ortak bir görüşe ulaşılamamıştır. Bu bağlamda, DEHB’ye neden olan etkenlerin yeniden gözden geçirilmesi ve bu bozukluğun seyrine etki edebilecek farklı faktörlerin ele alınması gerekmektedir. Birçok araştırmada, sinir sistemine ve beynin işleyişine zarar verici etkileri saptanan elektromanyetik alanın, DEHB’ye olası etkilerinin bilimsel olarak açığa kavuşturulması, bu bozukluk ile mücadelede farklı bir bakış açısı kazandırabilir. Günlük hayatımızda kullandığımız elektronik aletlerin neden olduğu elektromanyetik etkilenim, gün geçtikçe artmakta ve insan sağlığını tehdit etmektedir. Bu açıdan bakıldığında,  elektromanyetik alan DEHB’ye etki edebilen bir risk faktörü olarak değerlendirilebilir. Bu çalışmanın amacı elektromanyetik alanın, DEHB yaygınlık oranına ve bu bozukluğun seyrine olası etkileri konusunda duyarlılığın artmasına katkı sağlamaktır. Ayrıca elektromanyetik alan maruziyetlerinin, DEHB belirtilerini şiddetlendirmedeki olası etkileri hakkında ilgili kişileri ve kurumları haberdar ederek bu konu üzerinde sistemli ve kapsamlı araştırmaların yapılmasına bilgi altyapısı hazırlamak istenmektedir. 

Makalenin devamını okumak için tıklayınız

Yöneticilerin Karakter Eğitimi Yeterlilik İnancını Ölçme Aracının Türkçe Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması

Değerler Eğitimi Dergisi, 2010, 8(19), 177-205

Özet

 Bu araştırmanın amacı Tatman (2007) tarafından geliştirilen (Administrator Character Education Efficacy Belief Instrument) ‘’Yöneticilerin Karakter Eğitimi Yeterlilik İnancını Ölçme Aracı’’’nın Türkçe formunun geçerlik ve güvenirliğini incelemektir. Araştırma 220 okul yöneticisi üzerinde yürütülmüştür. Ayrıca dilsel eşdeğerlilik analizi için 25 okul yöneticisi öğrencisi üzerinde farklı zamanlarda ölçeğin Türkçe ve İngilizce formu uygulanmış sonuçlar karşılaştırmalı olarak analiz edilerek Eşleştirilmiş Grup t-testi sonuçlarına göre dilsel eşdeğerliliğe sahip olduğu görülmüştür. Faktör analizi sonucunda ölçeğin orijinal formda olduğu gibi beş faktörden oluştuğu ve faktör yüklerinin .7927 ile .9378 arasında değiştiği belirlenmiştir. Ölçeğin Cronbach Alpha iç tutarlılık kat sayısı .9636 olarak bulunmuştur. Ölçeğin yapı geçerliliğini belirlemek üzere Faktör analizi yöntemi kullanılmıştır. Bu konuda öncelikle çalışma grubunu oluşturan yöneticilerden elde edilen verilerin faktör analizi için uygun olup olmadığını saptamak için Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) ve Bartletts testleri uygulanmıştır. KMO testi sonucu. 897, Bartletts testi sonucu ise 8921.790 (p<.001) bulunmuştur. Bu durum örneklem büyüklüğünün yeterli, verilerin dağılımının uygun olduğunu göstermektedir. Bu sonuçlar, Yöneticilerin Karakter Eğitimi Yeterlilik İnancını Ölçme Aracı’nın yüksek düzeyde geçerlik ve güvenirliğe sahip olduğunu göstermektedir.

Makalenin devamını okumak için tıklayınız

Üstün Yetenekli Çocuklara Devletin Sunması Gereken Haklar

Özet

Birinci Türkiye Çocuk Hakları Kongresi Bildiriler Kitabı-1, 2011, Çocuk Vakfı Yayınları, No: 90

Üstün yetenekli çocuklar, özellikleri ve gereksinimleri yönünden yaşıtlarından belirgin olarak farklılık gösterirler. Bu özellikteki çocuklar kendi potansiyellerini geliştiren farklı eğitsel programlarla desteklenmeye ihtiyaç duyarlar.
Ülkemizin mevcut yasa ve yönetmeliklerinde, üstün yetenekli çocuklara yönelik belirleyici olmayan ve işlevsellikten uzak, sınırlı sayıda madde bulunmaktadır. Bu noktada, üstün yetenekli çocuklara ve ailelerine devlet tarafından hangi hakların sunulması gerektiğinin bilinmesi önem arz etmektedir. Bu çalışmada, üstün yetenekli çocukların hakları temel kavramlar ve uluslararası sözleşmeler çerçevesinde incelenmiştir.

Makalenin devamını okumak için tıklayınız

Türkiye'nin Geleceği İçin Önemli Bir Yatırım: Etik Değerler Eğitimi

Yeni Türkiye Dergisi, 2014, 10(58), 258-261

Özet

Etik, eğitimin temel bileşenlerinden biridir. Etik değerler eğitimi çalışmalarıyla öğrenciler, iyi bir insan olmanın niteliklerini öğrenirler ve yaşadıkları dünyaya karşı sorumlu olduklarının bilincine varırlar. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde öğrenciler evrensel ve milli değerlere sahip olmalı, hangi konularda iyileşme, hangi konularda olumsuzluğa yol açabileceği konusunda düşünme gücüne erişebilmelidir. Bunun yanında etik değerler eğitimi, birkaç güne birkaç etkinliğe sığmayacak kadar kapsamlı bir programdır ve gerek eğitimciler gerekse de anne-babalar bu gerçeğin farkında olmalıdır.

Makalenin devamını okumak için tıklayınız